Kuru Mutluluk

Mutluluk olarak tarif etmek birini alışık olmadığımız bir durumdur hayatta . Güvenmek ister insan eninde sonunda ve mutlu oluyorsan eğer birisine ona güvenebilirsinde anlamını çıkarır beynimiz . İster ki beyin arada bir mola olsun hayatımda hani zaman makinesini icad edemedik ama en azından yanında çocuk olabilmeliyim . İşte aradığında böyle birisidir ve şanslıysan çoktan bulmuşsundur .
Sinirlendirmeyi başarmak zor olmasa gerek zaten ama eğer kızmıyorsa sana ne şanslısın sen be . Kıskanılası bir hayatın vardır belkide . Ya peki sana öfkelensede sana sesini çıkaramıyorsa bunu farkedebilir misin ? Peki onu üzmeden yaşayabilir misin ? Hüznünü sana yansıtmıyorsa ve damarlarında gezdiriyorsa tüm üzüntüsünü , hissedebilir misin tüm bunları ?

Bilmez misin sanki oda korkar oda yitirmek istemez , o sanki bilmez mi yalnızlığın kendisine göre olmadığını ? Muhtaç olacak yaşlara daha gelmediğini bilmez mi sanırsın ? Bilir bilir de gururuna yediremez be . Bir insana bağımlı yaşamak istemez şu kısa hayatta işte deli bir gönlü vardır belkide gögüs kafesinin tam ortasında . Elbet korkuyordur dediğim gibi olurda kaybederse seni tekrar bulamamaktan.

Bilirsin bilmesinede sen onu düşündüğünde sadece onu düşünürsün değil mi ? Aklına bişi gelmez ki ondan başka . İstersin ki yanında olsun tenine dokunmak istersin .

Ama üzülürsünde değil mi ? Üzülme siktir et aşk böyle birşey işte . Ortak korkuların kesişim noktası .

Üç harfli insanlar

Tek kişilik yaşayıp iki kişilik düşünüyoruz. Mürekkebin aktığı başka bir kişi oluyor hayatlarımızda . Ve bu basit geliyor aslında . Basit yaşamıyor ama basit yazıyoruz . Basit düşünüp zor yaşıyoruz .

Şımarık bir çocuk gibi , " seni istiyorum " diyerek çıkabiliyoruz işin içinden. Sanki onunlayken çok değerini bilmişiz gibi . Hiç günahkar olmamışız hiç boşvermemişiz gibi . Ve işin garibi hoşumuza da gidiyor insanların bu şekilde yaşayıp bu yalvarışlarını zihnimize doldurmak .

Sanki başka duygularımız yokmuş gibi , riyakar davranıyoruz kendimize . Ve bunun farkına varıp sevgimizi korkularımıza ortak ediyoruz , " seni kaybetmekten korkuyorum " diyoruz . Öyle ki ölümden korkmamızı bile sevgimizin arkasına saklıyoruz . Gelecek kaygılarımızı yapıştırıyoruz hemen ona , " seninle yaşlanmak istiyorum " diyerek . Ne kadar riyakarız göremiyor musunuz ?

Heyecanlarımızın sebebi ilan ediyoruz belki de sadece bir kot ve ayakkabının sağlamış olduğu gerçeği . 3 harften oluşan bir birey oluyoruz sadece . Oysa hissettiğini yazamamalı insan . Tarif edememeli . İlk harfi yazıp kalakalmalı orda . En büyük aşkları boş bir sayfa olarak tasavvur etmeli zihninde . Boş bir sayfayı hediye edip sevgilisine altına da bir not düşebilmeli en azından " Anlatamadım . " diyerek .