Yolları beyaz bir örtü ile kaplanmış sarp tepelerin arkasında kalan bir kalbin vuruluşu ve ölüşü hakkında .
Kimse o sarp tepeleri aşmak istemedi o beyaz yollarda kah düşerek kah kalkarak gitmek istemedi . Kimse sessiz o kalbe yanaştırmak istemedi ruhunu . Çok uzun ve yorucuydu . Kuş bakışı görüp kaçmalar daha rahat geldi insanlara . Ve bir gün yoruldu beklemekten . Dedi ki ben gider alırım yanıma birisini olmadı ben gider kalırım onun yanında . Hayalleri vardı ve kararlıydı hayallerini gerçekleştirmek adına . Az gitti uz gitti dere tepe düz gitti bir masal başlattı hayatında . Gidilecek çok yol ve seçenek vardı . Hep doğrusunu rüzgara sorarak buldu . Rüzgar nereye eserse oraya gitti .
Bir çok ovadan, kasabadan geçerek ilerleyen bir rüzgarın peşinden gitti . Az gitti uz gitti dere tepe düz gitti bir kaç elma bekledi her uğradığı kasabadan sonra gökten düşeninden . Bir kaç kez cebinden elma bile verdiği oldu hatta . Beklediğini bir türlü bulamadı .
Rüzgar onu hiç mutluluğa götürmedi . Hep hızlıydı ve hızına yetişmeye çalışırken bir çok şey düşürdü cebinden . Önce ateşini sonra heyecanını ve sırayla herşeyini düşürdü . Elinde sadece umudu kaldı . Elinde son kalanıda yitirmemek için bıraktı rüzgarı . Umutsuz kalmaktansa zor olanı rüzgara karşı yürümeyi tercih etti . Rüzgar nerden esiyorsa tersine gitti . Zor oldu . Soğuktu ama zaten ateşinide kaybettiği için soğuğa alışıktı . Çok gitti pis gitti dere tepe ters gitti . Elma beklemedi hiç . Ama umutluydu yolun sonundan . Sonunda birşeyler gelecekti yada hepsi gidecekti . Bir şekilde kurtulacaktı bu işkenceden .
Yolunun üstünde bir kuyu gördü terkedilmiş bir kasabada . Susamıştı zaten . Su gerekliydi . Dedim ya zaten tek elinde umudu kalmıştı onunla yaklaştı kuyuya belki vardır bir damla su . Ama su değil bir yürek vardı orda. Oraya onu kim atmıştı ? Nasıl bırakmıştı onu orada ? Nasıl bir vicdansızlıktı bu ? İşte orda kazandı yeniden vicdanını . Evlerden birisinden bulduğu bir sicimle indi aşşağıya . Zaten hafifti kendisi yitirdiklerinden dolayı . Ve umut vardı cebinde geri çıkarken elindeki sicimin ikisini birden tartabileceği konusunda . İndi ve tuttu kolundan yorgun suskun o yüreği . Hafifti oda . Onunda hiç birşeyi kalmamıştı . Umudu dahi yoktu cebinde . Boştu . Sırtına aldı sicime sarıldı ve ikisini bir yukarı çekmeye başladı . O yukarı çektikçe sırtındaki ağırlaşmaya başladı . Önce umudu oldu sonra heyecana doydu sonra sırayla hepsi teker teker geldi o yüreğe ve ağırlaştı . Çıkışa yaklaştıkça ağırlaştı . Sonra korktu yeniden sırtında ki yürek . Ve cebinde silahı çıkarıp içini korkuyla doldurup vurdu bizim yüreği . İkisini birden taşımayacağından korktu ve o korkuyla vurdu . Gökten 3 elma düşmedi bu seferde . Tersine bir kuyaya düşen ölü bir yürek oldu sadece .
2 yorum:
Paşam.. Yazını okudum ve oldukça beğendim.. Ellerine düşüncelerine sağlık.. Ara vermeden yazmaya devam et, yeni yazılarını bekliyorum..
Sinan T.
Ana sinan ilk defa yorum yazdı . ağlamak üzereyim .
Yorum Gönder